Yıl: 1999/ Cilt: 1 Sayı: 1 Sıra: 4 / No: 9 /     DOI:

Kalite ve Yüksek Öğretim
Öğr.Gör. Ahmet Melih EYİTMİŞ
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi - İ.İ.B.F. - İşletme Bölümü

 Son yıllarda bilim ve teknolojide meydana gelen hızlı ve çarpıcı ilerlemeler nedeniyle dünyada olduğu gibi ülkemizde de değişimler gözlenmektedir. 1950’lerde Japonya’da Deming’in katkılarıyla başlayan Kalite bilinci ve yönetim şekli 1980’lerde Avrupa ve Amerika’ya hakim olmuştur. Üretim ve hizmetlerde meydana gelen hızlı değişmeler müşteri memnuniyetinin ön plana çıktığı rekabet koşullarını ve yönetim modellerini gündeme getirmiştir. Rekabette başarılı olabilmek için yönetimler üründe, hizmette ve insan gücünde kaliteye değer vermeye başlamışlardır. Neticede, eğitim kaliteyi sağlayacak en önemli sektör olarak görülmeye başlamıştır. Bu durum eğitimcileri sistemin, daha etkin ve verimli çalışma yollarını arayarak kaliteyi yakalama çabasına itmiştir.

 Kalite, bir ürünün (mal ya da hizmet) pazarda kabul edilirlik derecesini belirleyen özellikleridir. Eğitim de giderek artan bir şekilde 
öğrencilere, topluma ve iş dünyasına sunulan bir hizmet olarak görülmeye başlamıştır. Bu anlayış çerçevesinde müşterilerine kaliteli bir hizmet sunmayı amaçlayan yüksek öğretim kuruluşları, belirli görevleri yerine getirebilecek yeterlilik ve uzmanlığa sahip olduklarının belgelenmesi yöntemini seçerek, bu konuda oluşturulmuş standartları uygulamaya başlamışlardır. Yüksek öğretimde denetleme akreditasyon görevi Anayasamızın 130 ve 131. Maddeleri gereğince YÖK’e verilmiştir. YÖK’ün yapmış olduğu bu denetimler idari denetlemeleri geçememekte, eğitim-öğretim süreçlerini göz ardı  ederek Yüksek öğretimde kaliteli bir eğitim için gereken çağdaş eğitim standartlarını oluşturamamaktadır. 

 Yüksek düzeyde eğitim ve öğretim yapmayı kendisine hedef alan vakıf üniversiteleri akreditasyon konusundaki eksiklikleri giderebilmek amacıyla ISO 9000 Kalite güvence sistemlerini uygulamaya başlamışlardır. Bu alanda ilk çalışma olan Başkent Üniversitesi 1998 yılında ISO 9001 Kalite Güvence Sistemini almıştır. 

 Yüksek öğretimde gerçek anlamda kalite artışını sağlamak için; 

  •  Girdileri değerlendiren akreditasyon sistemini,

  •  Çıktıları değerlendiren, değerlendirme sistemini,

  •  Eğitim-öğretim süreçlerinin tasarımı, planlaması, uygulanması ve denetimini sağlayan sistemleri beraberce entegre ederek, kalite güvencesini sağlayan yüksek öğretimde toplam kalite sistemi, yöntem ve tekniklerinin kullanılmaya başlaması gerekmektedir(1).

Toplam Kalite Yönetimi(TKY), üretimde kalite ve verimliliğin sürekli geliştirilmesi sürecidir. TKY ile çalışanların teşviki, güçlendirilmesi ve katılımı, ürün maliyetlerinin düşürülmesi, kalite ve verimliliğin artışı dolayısıyla toplam katkının arttırılması etkin bir şekilde sağlanabilmektedir. Eğitim de bir hizmet eğitimidir. Kalifiye insan gücünün yetiştirildiği en önemli kurumlardan biri olan yüksek eğitim kurumlar ve üniversitelerin sağladığı hizmet kalitesi tüm sektörlerin kalitesini etkileyen bir yapıya sahiptir. Eğitimde kalite yönetiminin amacı kalifiye insan gücünün yetiştirilmesinde sürekliliğin sağlanmasına yardımcı olacaktır. Eğitimde kalite yönetimi;
 

  •  Ülkenin ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştirmeyi,

  •  Bu elemanları ihtiyaç duyduğu zaman da yetiştirmeyi,

  •  Eğitimde esnekliği hedefleyerek, israfı önlemeyi kaliteyi arttırmayı, eğitimin yeterli ve uygun sürelerde en düşük maliyetle yapılmasını, moral ve verimliliği arttırmayı, özetle sürekli iyileştirme ve gelişmeyi sağlayacaktır(2).


(1) TÜBA-Tübitak-TTGV-Bilim-Teknolji-Sanayi Tartışmaları Platformu, Avrupa Birliği’nin Bilim-Teknoloji-Mühendislik Alanlarına İlişkin Akreditasyon Kural ve Kurumları Çalışma Grubu, Yüksek Öğretimde Kalite Yönetimi Alt Grubu Raporu, Şubat 1996, Ankara, s.67
(2) http://wwwtubitak.gov.tr/btsb/platformAkred/ek

 

61841 kez görüldü, 2 kez indirildi.

<< --
 
EBSCO
PROQUEST
CABELLS DIRECTORY
INDEX COPERNICUS
SOCIOLOGICAL ABSTRACTS
ASOS Akademia Sosyal Bilimler Index
Üye Girişi
DUYURULAR/HABERLER
Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler ve bu konudaki sorumluluk yazarlarına aittir.
Ampirik veriler, değerlendirme sürecinde hakem veya hakemler tarafından talep edilirse, yazar veya yazarlar ilgili verileri paylaşırlar.
Bu verilerin bir başka çalışmada kullanılmaması esastır.
© 2000 - 2024 İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi