Yıl: 2003/ Cilt: 5 Sayı: 1 Sıra: 1 / No: 25 /     DOI:

İş Analizinin Yönetim Yaklaşımları İçindeki Önemi
Doç.Dr. Meryem Akoğlan KOZAK Araş.Gör. Oya YAZICILAR
Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksekokulu/Anadolu Üniversitesi - Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu

GİRİŞ

Sanayi devrimi ile birlikte üretim kavramının şekil değiştirmesi, küçük çaplı üretimden kitlesel üretime geçilmesi; işletmelerde yapılacak işlerin belirli standartlara uygun olarak yapılmasını, verimlilik açısından ön plana çıkarmıştır. Yapılacak işler için uygun standartların belirlenmesi ise, çalışanların da bu standartlara uygun olarak seçilmesini ve eğitilmesini gerektirmiştir.

Tarih boyunca bir takım araştırmacılar, iş standartlarının ve çalışanlarda bulunması gereken niteliklerin belirlemenin ve işletmelerde verimliliği arttırmanın yollarını aramış, bu konuda çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar; işletme yönetiminde kimi zaman başat bir konu olarak ele alınmış, kimi zaman da çok fazla dikkate alınmamıştır. Bunun nedeni ise; yönetim yaklaşımlarında ortaya çıkan değişimler ve bu değişimlerin "iş" kavramına bakış açılarının farklı olması ile açıklanabilir.

Çağdaş yönetim yaklaşımlarının ortaya çıkması ile, daha önceleri üretim odaklı bir sistemle çalışan işletmelerin, insan odaklı olarak çalışmaya başlamaları sonucunda; müşteri ve çalışanların ihtiyaç ve isteklerinin tatmin edilmesini zorunlu hale getirmiştir. Günümüzde, gelişen teknolojik olanaklar ile birlikte rekabetin artması işletmelerin özellikle müşteri istek ve ihtiyaçlarını belirlemelerini ve bunlara göre üretim anlayışlarını değiştirmeleri, varolabilmeleri ve örgütsel hedeflerini gerçekleştirmeleri için gerekli koşullardan biri haline gelmiştir. Gelişen ve değişen dünyada müşteri ihtiyaç ve beklentilerinin değişmesi de kaçınılmazdır. Bu nedenle işletmeler de sürekli bir değişim ihtiyacı içindedirler. Değişebilmek ve artan rekabet içinde varlıklarını sürdürebilmek için; işletmelerin öncelikle kendilerini ve sahip oldukları kaynakları tanımlamaları, bu kaynakları geliştirebilmek için yapmaları gereken işleri belirlemeleri gerekmektedir. İş analizi kavramı; işletmedeki değişim ihtiyacını belirlemenin ve bu değişimi sağlamanın bir aracı olarak ortaya çıkmıştır.

İş analizi, işletmelerde personel yönetimi ve daha sonra da insan kaynakları bölümlerinin kurulması ile, bu bölüme verilen bir görev haline gelmiştir. Önceleri bölüm yetkililerinin informel yollarla, deneyimleri ile elde ettikleri bilgiyi kaynak olarak kullanan iş analizi, daha sonraları insan kaynakları bölümünün insan unsurunu ilgilendiren tüm konularda yaptığı çalışmalardan birisi olmuş, diğer insan kaynakları işlevlerinin yerine getirilmesinde de önemli bir araç haline gelmiştir.

İnsanlara yönelik sorunları çözmek için, işlerin ayrıntısıyla tanınması gerektiğinden; iş analizleri, insan kaynakları yönetiminin bir bilgi kaynağı haline gelmiştir (Geylan, 2000, Jerris, 1999).
İş analizi farklı kaynaklarda; "işi oluşturan ödev ve görevlerin tanımlanması için işle ilgili bilgilerin toplandığı bir süreç" (Tanke, 1990); "insan kaynakları ve diğer yönetim fonksiyonlarının kullanması için iş ile ilgili bilgilerin toplanması, analiz edilmesi ve sentezlenmesi işlemi" (Drummond, 1990) ya da işlerin çeşitli yönlerinin tanımlanması ve kaydedilmesi ve işin yerine getirilmesi için gerekli olan becerilerin ve diğer gereksinimlerin belirlenmesi süreci" (Schuler, 1995); "her bir işin özelliğini ve o işin yapıldığı çevre şartlarını gözlem ve inceleme yoluyla belirleme ve bunlarla ilgili bilgileri kaydetme işlemi" (Ertürk, 2000) olarak tanımlanmaktadır.

İş analizi, işi kolaylaştırmak ve yapılışı için daha ekonomik yöntemler geliştirme amacı taşıyan metot etütlerinden ve işin ne kadar zamanda yapılacağını belirlemek için yapılan iş ölçümlerinden oluşmaktadır. İşler hakkında bilgi sağlamanın yollarından birisi olan iş analizi, metot olarak üç temel bölüme ayırmıştır: Göreve dayalı, niteliğe dayalı ve davranışa dayalı. Göreve dayalı iş analizi; bireylerin veriler, insanlar ve yerler ile ilgili çalışan fonksiyonlarına bakmalarını gerektirmektedir. Niteliğe dayalı iş analizi; işin gerektirdiği yetenek, ilgi ve fiziksel emek konularına odaklanmaktadır. Davranışa dayalı iş analizi yaklaşımı ise; çalışanların insanlar ya da veriler ile ilgili olarak yerine getireceği işlevler ile ilgilenmektedir (Drummond, Ryan 1995).

İş Analizi ve Yönetim Yaklaşımları

İş analizi çalışmaları, uzun yıllardan bu yana farklı yönetim yaklaşımları içerisinde çalışma sistemleri ile ilgili olarak daha fazla ya da daha farklı bilgi toplayarak uygulanan bir gelişme göstermiştir. Başlangıç dönemlerinde (1880-1940) gerçekleştirilen uygulamalarda, mevcut işin analizine odaklanma söz konusuydu. Neticede, mevcut işlerin analizi, hareket ekonomisi prensipleri gibi çalışma sistemleri ile ilgili prensip ve yasaların gelişimine neden olmuştur. İş analizi ile ilgili son yaklaşımlar, geleceğin ideal çalışma sistemlerinin oluşturulması ve geliştirilmesi için, geçmişteki araştırmaların sonuçlarını kullanmaya dayandırılmaktadır. Günümüzde, yürütülen modern iş analizi yaklaşımı, özellikle, "iş tasarımı" amaçlı olarak yürütülmektedir (Akoğlan 2001, Kazarian 1979).

İş analizi kavramındaki bu gelişmelerin tam olarak anlaşılabilmesi için konu ile ilgili gelişmelerin bilinmesi gerekir. İş analizi çalışmalarında bilimsel metotların uygulaması Fredrick W. Taylor' la başlamıştır. 1880'li yılların başlarında Taylor, iş görenlerin becerilerini artırmak amacı ile iş analizi çalışmalarına başlamıştır. İşi analiz etmeye ve geliştirmeye yönelik bu girişimler, Taylor tarafından "Bilimsel Yönetim Yaklaşımı" olarak adlandırılmıştır. Taylor bu yaklaşımının temelini, bir iş görenin yaptığı işin temel bölümlere ayrılması ve işin yapılmasında etkili olmayan hareketlerin belirlenerek elimine edilmesi oluşturmaktaydı. Taylor yaklaşımının bir sonraki aşaması, işin başarılması için gereken hareketlerin birkaç tecrübeli iş gören tarafından nasıl gerçekleştirildiğinin saptanması ve bu hareketlerin aldığı zamana bağlı olarak, bu hareketlerin gerçekleştirilmesi için gerekli olan en hızlı ve en iyi metodu seçmekti (Yüksel 1997, Akoğlan 1991). Aynı zamanda, bu analizlerle gecikme, kesilme, kazalar ve fiziksel dinlenme için gereken zaman süreleri belirleme çalışmaları da yapılmıştır. Taylor'un çalışması, görevlerin başarılmasında kullanılan materyal, donanım ve araçlara odaklanmıştır. Taylor'un bu çalışması, iş analizi kavramının, zaman etüdü olarak bilinen kısmının başlangıcıdır. Taylor'un üzerinde çalıştığı bu yöntem sayesinde aynı zamanda, düşük personel maliyetleriyle birlikte yüksek performanslı personel için yüksek ücret sağlama amaçları da gerçekleştirilmiştir. Bilimsel yönetimin kurucusu olan Taylor'a göre; etkin bir yönetim, gerekli görevlerin analizi, bireylerin en güçlü niteliklerinin belirlenmesi ve görev gereklerinin insan yetenekleri ile eşleştirilmesi yolu ile iş dağılımlarının yapılandırılması sonucu gerçekleşecektir (Yüksel ve Aykaç 1994). İş analizinin temelini oluşturan bu yaklaşım ile birlikte, mevcut işlerin analizine yönelik bir yaklaşım gelişmiştir. Bu dönemde Gilbreth'lerin yaptıkları çalışmalar, hareket etütleri ve bir işin yapılabilmesi için en etkin yolun araştırılması konuları gündeme gelmiştir.

Hareket ve mikro-hareket çalışma kavramları, Frank Gilbreth ve eşi Lillian tarafından geliştirilmiştir. F. Gilbreth' in insanların işleri kendilerine özgü yöntemlerle gerçekleştirdiği geleneksel usuller yerine; gözlem ve araştırmaları ile bir görevi yapmanın en iyi metodunu bulmaya yönlendirmiştir. Gilbreth, hangi hareketlerin en kolay ve en az yorucu olduğunu belirlemeye çalışan, hareket etüdü çalışmasına önem vermiştir. Gilbreth' in ilk araştırmaları, resimlerle desteklenmiştir. Ancak, Gilbreth'in asıl katkısı, analiz tekniklerinde hareketli resim kamerası kullanana kadar ortaya çıkmamıştır. Hareketli film tekniği kullanan ilk mikro-hareket analizi çalışma tekniği, bay ve bayan Gilbreth' e aittir (Kazarian 1979, Özalp 1980).

Konaklama işletmelerinde iş analizi ile ilgili çalışmalar ilk kez E. Statler tarafından yapılmıştır. Sanayi işletmelerinde olduğu gibi, yönetim bilincinin gelişmesi işletmelerin büyümesiyle gerçekleşmeye başlamıştır. Statler küçük çaptaki işletmesini, orta sınıf müşterilerin kaliteli hizmet beklentisini karşılamak üzere ulusal piyasaya hitap eden bir otel zinciri haline dönüştürmüştür. Statler'in işletmeleri büyüdükçe personel sayısı da artmıştır. İlk defa merkezileştirilmiş kurmay organizasyonların Statler otellerinde başladığı söylenebilir. Ayrıca, otel zinciri için iş standartları geliştiren ilk konaklama işletmesi yine Statler'dir. Daha sonraki yıllarda Taylor ve Gilbreth tarafından geliştirilen hareket ve zaman etüdü 1948 yılında Şikago'nun Sherman otelinde oda temizliğinde zamandan ve işgücünden tasarruf amacıyla kullanılmıştır. Hareket ve zaman etüdü, daha sonraki yıllarda yemek fiyatlarının saptanmasında ve servis yapılmasında Vernon-Gordon Stouffer kardeşler kendi restoranlarında uygulamışlardır ( İstanbullu 1994).

Takip eden yıllar, adı geçen yaklaşımların, mevcut işlere uygulanması çabaları devam ederken, bu zaman diliminde, özellikle, üretim sektöründe iş görenlerin verimliliklerinin arttığı gözlenmiştir. İş araştırmasına artarak devam eden bu ilgi, daha iyi düzenlenmiş ve daha gelişmiş tekniklerin ortaya çıkmasına neden olmuş ve iş geliştirme programları ilerledikçe, görevlerin yapısı da değişmeye başlamıştır. Bu değişimin yakalanması için, işgörenler görevlerini spesifik yöntemlerle yapacak şekilde eğitilmişlerdir. Sonuçta, görevler ve yöntemler daha standart hale gelmeye başlarken, buna bağlı olarak daha fazla uzmanlaşma ortaya çıkmıştır (Adler 1993). Klasik Yönetim yaklaşımının hakim olduğu bu dönem, işin tamamen mekanik bir olgu olduğu, uzmanlaşma, işbölümü, standartlaşma, bölümlere ayırma ilkelerinin önemli olduğu, ancak insan yaratıcılığının ihmal edildiği görüş çerçevesinde yapılan araştırmalarla karakterize edilmiştir. Geleneksel anlayış ile iş analizi, mevcut işlerin analiz edilmesi ve iyileştirilmesi amacına yönelik olarak yapılırken; son dönemde iş analizi kavramı geleceğe yönelik iş tasarımlarının yapılması ve stratejik gelişmelerin planlanması amacı ile kullanılmaya başlanmıştır. Başlangıçta çalışanları birer makine olarak ele aldığı konusunda eleştirilmiş olsa da, çalışanların yapmaları gereken işleri ayrıntıları ile bilmelerini sağlayan ve sahip olmaları gereken nitelikleri onlara göstererek gelişmeleri için bir yol çizmelerine yardımcı olan iş analizi, F.W.Taylor'un da klasik yönetim anlayışı içinde eleştirilmesine neden olmuştur (Yüksel, 1994)

Görüldüğü gibi, bilimsel yönetimin ilkeleri olan; işlerin sistematik yöntemlerle incelenmesi, çalışanların bilimsel yöntemlerle seçilmesi ve eğitim programlarının hazırlanması için iş analizi çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Zaman etütlerinin temelini atan Taylor ve hareket ve zaman etütlerinin gelişimini sağlayan Frank ve Lillian Gilbreth klasik yönetim yaklaşımının öncüleri arasında yer almaktadır. Bilimsel yönetim yaklaşımı içinde yer alan standartlaştırmanın gerçekleştirilebilmesi için, işlerin onları oluşturan tüm görev ve sorumluluklar ile birlikte tanımlanması gerekmektedir. Ancak işler tümüyle tanımlandıktan sonra standart işler, görevler ve sorumluluklar belirlemek mümkün olacaktır.

İşlerin, sorumlulukların ve görevlerin bu şekilde birbirinden ayrılması, yönetim süreci yaklaşımında da önemli bir unsurdur. İş bölümü, yetki ve sorumluluk dağıtımı, disiplin, kumanda ve yönetim birliğinin sağlanması, iyi bir ödüllendirme sistemi, merkezcilik, kademe zincirinin oluşturulması, düzen, adil ve eşit davranma, personelin devamlılığı, inisiyatif alma gibi konularda çalışanlar için aksamayan bir sistem yaratılması işlerin ve sorumlulukların açık bir şekilde tanımlanması gerekmektedir; burada da iş analizinden yaralanılması sözkonusudur.

Bürokratik organizasyonların oluşturulabilmesi için de benzer bir yaklaşımla; örgüt üyelerinin rol tanımlarının yapılması, kuralların belirlenmesi, hiyerarşik yapının kurularak çalışanların kime bağlı olduklarının ve kimler üzerinde yetki sahibi olduklarının belirlenmesi için iş analizinin kullanılması gerekir. Dolayısıyla, iş analizinin klasik yönetim yaklaşımı içinde önemli bir yönetim aracı olduğu söylenebilir.

Daha sonraki yıllarda (1950-1960), kabul gören Neo-Klasik Yönetim yaklaşımında da bilimsel inceleme ve araştırmalara dayalı iş analizi çalışmalarının olması dikkat çekicidir. Bu dönemde yapılan iş analizi çalışmalarında iş bölümü, standartlaşma ve uzmanlaşmaya önem verildiği, ancak işbölümünün iş tatminini azaltıcı yöndeki etkisi göz önüne alınarak bu dönemde "iş genişletilmesi", "rotasyon", "iş zenginleştirmesi" eğiliminin ortaya çıktığı görülmüştür. Yine, bu dönemde, iş analizi çalışmalarından işlem ve görevlerin birleştirilmesi amacıyla yararlanıldığı, ayrıca iş analizleri çalışmalarına katılımcı bir yaklaşımın geldiği de izlenmektedir. Daha önceki dönemlerde, iş planlaması, iş tasarımı çalışmalarına bölüm yöneticilerinin katılmadığı, çalışanların konuyla ilgili görüşlerinin alınmadığı ve bu eylemin salt üst yönetimin kararı ile yürütüldüğü bilinmektedir. Ancak, bu dönemle birlikte bu çalışmalara bölüm yöneticileri ve çalışanların da görüş bildirerek yeni iş tasarımına katkı vermeye başladıkları ve işlerin fonksiyonel yapılanmadan çok, "ürün" ya da "alan" ölçütüne göre bir arada toplanmasına doğru değişimin başlamış olması dikkat çekicidir.

Neo-klasik yönetim yaklaşımı da, bilimsel yönetimin ilkelerine dayandığı için iş analizi kavramını ele alan bir yaklaşımdır. Bu dönemde bilimsel inceleme ve araştırmalara dayalı iş analizi çalışmalarının gerçekleştirilmesi, insan unsurunun ele alınması ile yakından ilgilidir. İnsanı temel alan bu yaklaşımda, işi oluşturan görevlerin belirlenmesinin yanı sıra bu görevlerin çalışanların tatmini ile ilişkileri araştırılmaktadır.

Klasik yönetim yaklaşımında olduğu gibi, iş analizi neo-klasik yönetim yaklaşımında da rasyonellik, etkinlik ve verimlilik konusu önemli bir yer tutmuş, ancak bunlara ek olarak iş tatmini ve çalışanların geliştirilmesi konuları da ele alınmıştır. 1970'li yıllar ve daha sonraları 1980'lerde modern yönetim yaklaşımları ve bunların uzantısı olarak gelişen yeni yönetim yaklaşımları ve araçları içinde iş analizi süreçlerin yeniden tasarlanması amacı ile kullanılmaya başlanmıştır (Kozak, 2001).

Daha sonra Modern Teoriye geçiş döneminde (1950-1970), organizasyonların birbirleriyle ilişkili ve karşılıklı bağımlı alt-sistemlerden oluşan bir bütün olarak ele alınması, organizasyon yapı ve süreçlerini etkileyen durum ve koşulların her işletme için değişik olabileceği, zihinsel ve teknolojik dönüşüm sürecine bağlı olarak bilgi üretiminin ve bilgi akışına yönelik analizlerin etkili olduğu görülmektedir (Seymen 2000).

1980 yılından sonra ortaya çıkan gelişmeler ise, beraberinde bilgi işleme teknolojisi, insani değerler, kişilik, kalite, grup çalışması, sürekli gelişme gibi kavramları getirmiştir. Bu dönemde, organizasyonların tüm faaliyetleri rekabet ve müşteri tatmini üzerine yoğunlaşmıştır. Ayrıca, bu yaklaşım kapsamında, işletmelerin hedeflerine ulaşabilmesi için uygulanmakta oldukları tüm iş yapma usulleri, teknikleri ve düşünce tarzlarının "süreç odaklı" olarak yürütülmesine, insanların fiziksel ve zihinsel tepkileri hakkında belirlemeler yapmayı amaçlayan araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu dönemde, işlerin yeniden tanımlanması, tasarlanması ve süreçler halinde gruplandırılması çalışmalarında iş analizi bilgilerine ihtiyaç duyulduğu gerçeği yeniden gündeme gelmeye başlamıştır. Çünkü, günümüzde yeniden yapılanma bağlamında sık sık gündeme gelen süreç odaklı değişimlerin yapılabilmesi için işletmelerde yapılan faaliyetlerle ilgili analizlerin ya da en azından mevcut durumun saptanmasına yönelik analizlerin yapılması gerekmektedir (Sayın 1999). Örneğin, işletmelerin bilgi ve beceriler, yönetim sistemleri, fiziksel sistemler ve değerler boyutlarındaki yeteneklerinin tanımlanması, süreçlerin oluşturulması ve süreçler dışında kalacak işlerin saptanması sırasında bu tür analizlerin kullanılması gündeme gelmiştir.

Başlangıç yıllarında iş ve görevlerin tanımlanması, işbölümü ve fonksiyonel bölümlendirmelere gidilmesi, işlerle ilgili standartların oluşturulması ve uzmanlaşma amacıyla yapılan iş analizi çalışmaları günümüzde, işlerin fonksiyonel sınırlardan çıkartılması, iş süreçlerinin yalın hale getirilmesi, işlerin yeniden yapılandırılması amacıyla yeniden güncel konular arasında yer almaya başlamıştır (Seymen 2000).

Modern anlamda iş analizi, işin mevcut iş ve yeni iş olmak üzere iki durum ve ya koşulu olduğunu varsayar. Mevcut iş analizinde temel nokta, geliştirilmiş bir metot ve süreç (prosedür) bulmaktır. Yeni bir işin analizi ise, ideal bir işin gelişimini vurgulamaktadır. Yeni iş analizi, herhangi bir şekilde halen yapılmayan, ancak konu olan ürün veya hizmetin üretimindeki herhangi bir değişiklik çerçevesinde gerçekleştirilmesi gereken görevlerin tahmin edilmesini kapsar (Edholm 1980). Örneğin, bir otel veya hastaneye kurulacak bir bilgi işlem sistemi için yapılacak iş analizi, otel veya hastane için, halihazırda mevcut olmayan görevlerin tahmin edilmesini ifade etmektedir. Veri işlem donanımının kurulacağı yer, bu üniteyi çalıştırmak için gereksinim duyulan personel tipi, bu sistemde gerçekleştirilecek işler veya görevler, bir iş analizi ve tasarımı programında analiz edilmeli ki, sistem teknolojik açıdan mümkün olduğunca ideal olsun. Yeni iş tasarımının analizi fikri, sistem çalışmaya başladıktan sonra, gereksinim duyulacak sistemi geliştirme çabalarını minimum seviyeye indirecektir.

Mevcut yapının değişimi için tasarlanan yeni çalışma sistemlerinde genellikle, materyal, ürün, donanım veya hizmetlerde yapılacak değişiklikler, önceden belirlendiği zaman başarı ile gerçekleştirilebilir. Hızlı pişirme metodu kullanmayı planlayan gıda sektörü gerçekte, yeni bir çalışma sistemi düşünmektedir. Bilgisayarlı rezervasyon veya kayıt sistemine tahmini geçiş süreci de yeni bir sistemi ifade etmektedir. Genişletilmiş veya yeni kolaylaştırıcı uygulamaların planlaması da büyük oranda yeni bir iş tasarımını kapsar. Mevcut çalışma sistemlerinin, gerek insan, gerekse fiziksel sınırlılıkları göstermemesi nedeni ile, yeni bir iş tasarımı, ideal bir çalışma sistemi geliştirmeye yaklaşabilir. İdeal çalışma sistemlerini açıklayan çok sayıdaki model türü, yeni bir çalışma sistemi geliştirmede rehber olarak kullanılabilir (Kazarian 1979).

Mevcut çalışma sistemlerinin incelenmesi ile geliştirilen zaruri yasa ve prensiplerin yaygın kullanımı, yeni iş tasarımları için gereklidir. Hareket ekonomisi prensipleri, akış ve işlenen materyal, kullanılabilecek bilgi alanlarına örnek olarak verilebilir. İstatistik, matematik ve diğer analitik teknikler alanındaki son gelişmeler, geleceğin ideal çalışma sistemlerini geliştirmeye katkı verebilir. Geleceğin çalışma sistemlerinin analizi, analistlerin yaratıcılık kabiliyetlerini maksimum seviyede kullanmalarını gerektirmektedir.

Yukarıda açıklandığı gibi tarihsel gelişimi içerisinde içeriği ya da amaçları yönüyle önemli değişim gösteren iş analizi aynı zamanda, işin başarılması için gereken fiziksel özellikler yanında işgörenlerin zihinsel özelliklerini de kapsayacak bir gelişim göstermiştir. Bu, daha önceki iş analizi araştırmalarının, zihinsel etkinlikleri göz ardı ettiği anlamına gelmez. Aslında, başlangıç yıllarından bu yana Taylor ve Gilbreth'lerin iş analizi ile ilgili düşünceleri insanlık haysiyetinin yükseltilmesine dayandırılmıştır. Ancak, bu olumlu yaklaşımlar, sadece iş geliştirme programı kapsamında kullanılarak iş analizi düşüncesinin gelişimine olanak sağlanamamıştır (Yüksel ve Aykaç 1994).

Psikoloji, sosyal ve insan egoizmi alanında bilgiler arttıkça, iş analizi yaklaşımları bir sistemler yaklaşımı haline gelmiştir. İnsan davranışları dahil, işin gerçekleştirilmesini etkileyen pek çok faktörün birlikte hareket ettiğini savunan sistem yaklaşımı bile iş analizi temeline dayandırılmıştır.

Sonuç

İş analizi genel anlamda, işlerin çeşitli yönlerinin tanımlanması ve kaydedilmesi ve işin yerine getirilmesi için gerekli olan becerilerin ve diğer gereksinimlerin belirlenmesi süreci olarak tanımlanmaktadır. Yapılan iş analizi çalışmaları ile elde edilen iş tanımları ve iş gerekleri, işletmelerde yönetim işlevleri olan planlama, yürütme ve denetleme gibi fonksiyonların yürütülmesinde kullanılmaktadır.

Değişen sosyal, ekonomik ve teknolojik çevreye bağlı yönetim yaklaşımları içinde iş analizi kavramı, farklı amaçlar ile ele alınmıştır. 1900'lü yılların başlarında Frederick W. Taylor'un geliştirdiği bilimsel yönetim yaklaşımı ile ortaya çıkan iş analizi kavramı bu yaklaşım ile birlikte tüm yönetim yaklaşımlarının temelinde yer almıştır. İşlerin tanımlanması ve standartlaştırılması, uzmanlaşmanın sağlanması gibi amaçlar ile klasik yönetim yaklaşımı içinde ele alınan iş analizi, mevcut işlerin analiz edilmesi ve gereksiz faaliyetlerin elenmesi ile işlerin daha verimli hale getirilmesini sağlamıştır. İnsan unsurunu işletmelerin başarısı için en önemli faktör olarak ele alan neo-klasik yönetim yaklaşımı içinde ise, iş analizi kavramı standartlaşmanın yanı sıra iş tatmininin de sağlanmasına yönelik bir araç olarak kullanılmıştır. Bu dönemde iş genişletmesi, rotasyon, iş zenginleştirme gibi çalışanların daha fazla yetki ve sorumluluk almalarını ve tatmin düzeylerinin artmasını sağlayan düzenlemelerin yapılması için iş analizi bilgilerinden faydalanılmıştır.

Modern yönetim yaklaşımında ise iş analizini bir çok parçadan oluşan işletme sistemini oluşturan faaliyetlerin ve unsurların tanımlanması amacı ile kullanılmıştır. Sistemi oluşturan parçaların tanımlanması sayesinde işletmeler; çevresel değişimlere ayak uydurabilen, dinamik bir yapı kazanmakta ve farklı durumlarda farklı yaklaşımlar gösterebilmektedir. Bu yaklaşıma göre, iş analizi çalışmalarının mevcut sistemin analizinden çok, çevreye uyum sağlamak için gerekli olan yeni iş tasarımlarına odaklandığı görülmektedir. İşletmelerdeki işlerin, süreçlerin yeniden yapılandırılması sırasında iş analizi ile elde edilen iş tanımları ve iş gerekleri bilgilerine büyük ölçüde ihtiyaç duyulmaktadır. Değişen koşullara uyum sağlamak, kendilerini yenilemek, rekabet ortamında güçlerini korumak isteyen işletmelerin süreç analizi yaparak süreçlerini tanımaları yanında, çalışanlarının yetenek ve uzmanlık alanlarını belirlemeleri gerekmektedir. Bu nedenle, geçmişte iş analizi günümüzde süreç analizi olarak yürütülen bu çalışmaların gelecekte ortaya çıkacak yeni yönetim yaklaşımları içinde yer alması kaçınılmaz görünmektedir.

Kaynakça

Adler P. (1993) "Time-and-Motion Regained" Harvard Business Review, January, February, s. 97.

Akoğlan M. (1991) "Verimlilik Aracı Olarak Hareket Etüdü ve Otel İşletmelerinde Kullanılması: Nevşehir Dedeman Otelinde Bir Uygulama", Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Turizm İşletmeciliği Programı, Ankara

Akoğlan Kozak M. (2001) Konaklama İşletmelerinde İş Analizi, Anadolu Üniversitesi Basımevi, Eskişehir Meslek Yüksekokulu Yayınları No:11, Eskişehir

Drummond, K. E. (1990) Human Resources Management for the Hospitality Industry. New York: Van Nostrand Reinhold.

Drummond, R.J, C.W. Ryan. (1995) Career Counseling: A Developmental Approach. New Jersey: Prentice Hall.

Edholm, O.G. (1980) Çalışma İlmi (Çeviren: Sacid Adalı). Sakarya D.M.M. Akademisi Yayınları. No:3, İstanbul.

Ertürk, M. (2000) İşletme Biliminin Temel İlkeleri. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş.

Geylan, R. (2000) Personel Yönetimi. Eskişehir: Birlik Ofset.

İstanbullu F. (1994) "Ağırlama İşletmelerinde İnsan Kaynakları Yönetimi", Turizm Yıllığı 1994, Türkiye Kalkınma Bankası Yayınları, Ankara

Jerris, L. A. (1999) Human Resources Management for Hospitality. New Jersey: Prentice Hall, 1999.

Kanawaty, G. (1997) İş Etüdü. 4. Basım. Çeviren: Zühal Akal. Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları / ILO: 29.

Kazarian E. (1979) Work Analysis and Desing For Hotels, Restaurants, and Institutıons, Avi Puplishing Company Inç., Westport, Connecticut.

Özalp Ş. (1980) Hareket ve Zaman Etüdü, Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademesi Basımevi, Eskişehir.

Sayın E. (1999) Kurumsal Yeniden yapılanma Seminer Notları, http://medisat.eng.emu.edu.tr/reenginering1.htm

Schuler, Randall. Managing Human Resources. 5th ed. Mineapolis: West Pub. Co., 1995.

Seymen Aytemiz O. (2000) İşletmelerde Yeniden Yapılanma, Beta Basım ve Yayınevi, İstanbul.

Tanke, M. L. (1990) Human Resources Management for the Hospitality Industry. New York: Delmar Publishers, Inc.

Yüksel, Ö., B. Aykaç. (1994) "Frederick Taylor'un Görüşlerinin Değerlendirilmesinde Yeni Bir Yaklaşım", Amme İdaresi Dergisi, 27/4: 83-96.

Yüksel, Ö. (1997) "Örgüt Kuramlarındaki Gelişmelerin İnsan Kaynakları Yönetimine Etkileri", Amme İdaresi Dergisi, 30/2: 31-43, Haziran .

http://62.229.128.10/bireyler/trends/makale/job_evaluation.asp

 

62805 kez görüldü, 10 kez indirildi.

<< --
 
EBSCO
PROQUEST
CABELLS DIRECTORY
INDEX COPERNICUS
SOCIOLOGICAL ABSTRACTS
ASOS Akademia Sosyal Bilimler Index
Üye Girişi
DUYURULAR/HABERLER
Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler ve bu konudaki sorumluluk yazarlarına aittir.
Ampirik veriler, değerlendirme sürecinde hakem veya hakemler tarafından talep edilirse, yazar veya yazarlar ilgili verileri paylaşırlar.
Bu verilerin bir başka çalışmada kullanılmaması esastır.
© 2000 - 2024 İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi