Yıl: 2004/ Cilt: 6 Sayı: 2 Sıra: 8 / No: 226 /     DOI:

Bilgi Teknolojilerini Anlamak
Başak TEMEN

Teknolojinin şekillendirdiği hayatlarımız var ve çoğumuz da böyle bir toplumun parçasıyız. İşlerimize gidip masamıza oturduğumuzda, ilk iş olarak bilgisayarımızı açıyor veya ödev yapmak için artık ansiklopedi karıştırmak yerine internette araştırma yapiyoruz. Taş çağı, demir çağı, sanayi çağı derken, kendimizi -hoşumuza gitse de gitmese de- ''teknoloji çağı'' içerisinde bulduk.
Hayatlarımızın teknoloji tarafından biçimlenmesine akademisyenler , ''teknolojik kararlılık'' adını veriyorlar. ''Teknolojik kararlılık''' a göre, teknoloji her şeyin önünde gelen; dinamik , bağımsız ve toplumun dışındaki bir faktördür. Ve, teknolojik değişimler toplumsal değişimlere neden olur.
Peki bu değişimler nelerdir; ve hep olumlu yönde midir ?

Daniel Bell, 1973 yılında ''The Coming of Post Industrial Society'' adli kitabında ekonominin gelişimini 3 basamakta özetlemişti. (Bell,1973)
Endüstri öncesi (tarıma dayalı), endüstriyel (üretime dayalı) ve endüstri sonrası (hizmet sektörüne dayalı). Bell, aslında endüstri sonrası derken bilgi toplumunu da belki farkında olmadan tanımlamaktaydı, çünkü Bell'in hizmet sektörü tanımı aşağıdakilerden oluşmaktaydı :

• İnsanların yaptıkları islerin değişimi
•İstihdam türlerindeki değişim (mavi yakalı çalışanların sayısındaki azalış ve beyaz yakalı çalışanların artışı)
•Yeni ve stratejik kaynakların kimin elinde olduğu (girişimcilerin bilgiye verdikleri önem )

Bell, 1980 yılında yazdığı kitabi ''Bilgi Toplumu''' nda , bilginin firmalar için çalışanlar kadar değerli bir kaynak olduğunu belirtmiştir.Bu kaynağın alınıp satılabildiğini ama bilginin ve bilgiye dayanan islerin giderek merkezileştiğini vurgulamıştı. Yine 1980li yıllarda Andre Gorz, bilginin değerini ve bilginin kontrolünün gerekliliğini belirtmiştir. Gorz da o zamanlarda bilgi ve teknolojiye dayalı bir toplumun sinyallerini vermiş; yüksek maaş alan çalışanlardan ancak ayni zamanda da artan issizlikten bahsetmişti.(Bell, 1980)

Bell' in 1973' te yaptığından günümüze kadar olan çalışmalardan ve bugün yasamakta olduklarımızdan biliyor ve görüyoruz ki, teknolojik değişimin etkileri sadece ''teknik'' veya onun yarattığı ''ekonomik'' etkilerden çok çok daha fazladır.Bu değişim, kültürü ve tüm toplumu etkilemiş durumdadır. Kabul edilmiş sosyal ve ekonomik yöntemler, temel değerler ve organizasyonlar yeniden tanımlanmaktadır. Sanayi devriminden bugüne gelen klasikleşmiş tüm organizasyonel yapı ve davranışlar artık bitmiş ve bugün klasik üretim anlayışı, sabit çalışma saatleri, uzun yıllar ayni yerde çalışma, kapı kapı dolaşıp mal satma gibi terimler yerini esnek üretim, esnek istihdam, telework sistemleri, sanal şirketler ve e-ticaret gibi terimlere bırakmıştır. Teknoloji çalışan kalitesinde bile etkili olmuş, yaygın bilgisayar kullanımı ve sınırların ortadan kalkması sonucu mal ve hizmet sektörünün globalleşmesi ile global liderler ve yönetim tarzları aranmaya başlanmıştır. Yine tüm bunların devamı olarak, bilgiye kolay ulaşım ve bilginin çokluğu, stratejik bilgi edinebilen ve bu bilgiyi iyi seçip, kullanabilen kişileri on plana çıkmıştır. Şirket içi iletişimin yeni gözdesi e-posta ile, kısa sureli, taşeron ve proje bazlı islerin artışı ile değişen istihdam ve iletişim türleri gözlenmektedir. Organizasyonlar MIS, ERP, DSS gibi sistemler ile yönetilmekte, üretilen mallar ise entegre tedarik zinciri yönetimi sistemleri üzerinden ve/veya elektronik ticaret desteği ile satılmaktadır.

Son zamanların gözde konusu olan teknoloji ve teknolojinin özellikle organizasyonlar üzerindeki etkileri uzun ve detaylı araştırmalara konu olmaktadır. Ancak ''teknolojiyi anlamak'' dediğimizde, teknoloji hakkındaki eleştirilerin de vurgulanması gerektiği ve bu şekilde de teknolojinin olumsuz etkileri ile daha kolay basa çıkılabileceği kesindir.
''Teknoloji toplumu'' veya ''bilgi toplumu'' kavramlarına gelen ilk eleştiri, Bilgi Teknolojisinin toplumu bir araya getiren "iyi" bir payda olup olmadığıdır. Weizenbaum' un 1985 yılında yaptığı evlerdeki kişisel bilgisayarlar hakkındaki '' katalog siparişi verebilir, evlerde kütüphane ve eğitim amaçlı kullanabilir; aile sağlığı, tarih, teşhis ve doktor tavsiyelerini takip edebilir, oyun oynayabilir, müzik seçebilir, vergi kayıtlarınıza bakabilir, banka islerinizi yapabilir, bütçe ve ev sigortası yaptırabilir, ev bakim onarım planlarını (elektrik, su tesisat vs ) takip edebilirsiniz ……'' tanımında bahsedilen islerden hangisi için evdeki veya işyerinizdeki bilgisayarı kullanıyorsunuz? Hangilerini bilgisayar vasıtasıyla yapmak mümkün veya değil? Bu soruları herkes, bilgisayarı en çok ne için kullandığını düşünerek cevaplayabilir. (Weizenbaum, 1985)
Ayni şekilde televizyon ve radyonun ilk kullanıma sunulduğu zamanlarda, yayınların tüm insanlığa gramer acısından doğru konuşmayı, çocuklara edebiyat ve tiyatro örnekleri göstermeyi vaat ettiğini hatırlamak gerekir. bugün ise, televizyon veya radyo yayınları ''insanların eğitim ve bilgisini geliştirmeyi'' ne kadar amaçlamaktadır? Bu tur programlara ne kadar kaynak ve saat ayırmaktadırlar? özellikle teknolojik yeniliklerin ortaya çıktığı ilk dönemlerde, ulaşmayı hedefledikleri kişi ve değişimler, uzun vadede oldukça farklılaşabiliyor. Bu noktada, ilk eleştiri; ''bilgi teknolojileri, belirli bir kesimin değil, hepimizin hayatini -söylenildiği kadar- ne derecede gerçekten etkilemekte ve kolaylaştırmaktadır?'' sorusunu sormakla başlamalıdır.

İkinci eleştiri, Gershuney ' in 1983 yılında savunduğu; bilginin baslı basına bir sektör olmadığı aksine tüm sektörlerde bilginin giderek on plana çıktığıdır. Gershuney' e göre, bilgi ekonomisi üretime dayalıdır. Kendisi, üretimdeki artış ve gelişmenin, bilgiye olan ilgi ve talebi tetiklediğini savunur. Bazılarına göre ise, hizmet sektörü, üretim sektörü ve ekonomik gelişme ile bilişim sektörü arasındaki ilişki, her ülkede sanayileşme düzeyine paralel olarak farklılıklar göstermektedir. (Gershuney, 1983)

Üçüncü eleştiri, teknolojinin bizi tembel bir toplum olmaya ittiği yönündedir; otomasyon ağırlıklı üretim, seçimlerde evden oy kullanabilme ve hayat kalitesine bakıldığında daha tembel olmaya başlayan toplumlar. Teknoloji, bir çok isi daha az beceri gerektiren, daha sıradan veya düz isler haline getirmiş olsa dahi, isler tamamen ortadan kalkmış değildir. Piore ve Sabel , teknoloji ile ufalan bir kesim is ama bunun yanında ortaya çıkan farklı is kollarından bahsetmektedirler. Bu ikinci kategoride çalışan kişiler, yüksek maaş ve sağlık sigortası gibi elverişli çalışma şartlarına sahipken, ilk gruptaki kişiler ise giderek yari-zamanlı veya proje bazlı islerde çalışmaya başlamışlardır. Piore ve Sabel, issizliği tembellik ile karıştırmamak gerektiğini savunmaktadır. İslerin yapılış sekli basitleşmiş olsa dahi hala yapılacak islerin varlığını savunurlar.(Piore ve Sabel,1984)

Dördüncü eleştiri ise bilgi teknolojileri kolunda çalışanlar ile ilgilidir. Bu yeni ''elit'' is kolunda ve çalışanların sayılarında çok büyük artışlar olmuşsa da bir çok çalışanın gerçekte çok az beceriye ihtiyacı vardır. İngiliz Bilgisayar Kurulu (BCS), bilgi teknolojileri sektöründe çalışan kişilerin profesyonel profillerini çıkartmaya çalışmaktadır. Bu kişiler, -bir donem mühendislerin ülkenin merkezi olduğu Rusya' daki gibi veya savaş sonrası donemde batıda maliyet muhasebesi bilenlerin on plana çıkması gibi- şartların gerektirdiği ve su an için parlak olan bir is kolunda mi çalışmaktadırlar yoksa üretim, muhasebe veya satış gibi her zaman var olacak bir is kolunda mi çalışmaktadırlar, bunu gelecekte göreceğiz. En acımasız eleştiriler, bilgi teknolojisinde çalışanların az beceriye sahip oldukları ve zamanla issiz kalacakları yönünde odaklanmaktadır.(The Open University Press,1995)

Besinci eleştiri, eşitlik konusundadır. Bilgiye dayalı bir toplum herkesin daha eşit olduğu bir toplum yaratabilmiş midir? Yoksa sosyal sınıf ve erkek-kadın arasındaki ilişkilere bakıldığında zengini daha zengin , güçlüyü daha güçlü mü yapmıştır? Thomas, 1995 yılında IBM şirketinde yaptığı bir araştırmada, bilgi teknolojileri sektöründeki gelişmelerin kimi daha avantajlı ve dezavantajlı duruma soktuğunu incelemiştir. eşitlik konusunda daha birçok farklı faktörün rol oynadığını da belirten Thomas, genel olarak bakıldığında kişi, departman ve ülkeler bazında bilgi teknolojisinin ayırıcı bir özelliği olduğunu belirtmiştir. Global/ülkeler arası eşitsizliğe bakıldığında, teknolojinin büyük bir rol oynamakta olduğunu ve teknolojiyi elinde bulunduran kişiler veya ülkelerin avantajlı olduğunu vurgulamaktadır.(Thomas, 1995)

Bir başka eleştiri konusu ise, teknolojinin kişiler arası iletişimi ne yönde etkilediğidir. Is yerinde çalışanlar arası tüm ilişkinin elektronik posta ile kısıtlı kalması, kişilerin kahve aralarında bir araya gelmelerini veya çalışanların kaynaşmaları için beraber hafta sonu etkinlikleri düzenlenmesini daha da gerekli kılmaktadır. Yöneticilerin, kişilerin elini sıkarak tebrik veya takdir gösterdikleri bir şirket ortamı ile elektronik posta ile atılan mesajlarla iletilen yönetici düşünceleri arasında, şüphesiz ki performans ve motivasyon yönünden ciddi farklar vardır.

Bilgi teknolojileri iki uçlu bir araçtır. Bilgiye ulaşmamızda bize büyük bir kolaylık sağlarken diğer taraftan da bir çok kişi ve kuruma diğerleri hakkında pek çok bilgiye ulaşma kolaylığını da yaratmaktadır. Bu -devletin gerekli olduğu zamanlarda kişilerin telefonlarını dinlemek; kredi kart harcamalarını takip ederek onları izlemek veya halka acık yerleri gizli kameralar ile izlemek seklinde- en basta olumlu görünse dahi istenildiğinde hayatlarımızın istenmeyen kişiler tarafından da ayni şekilde gözlemlenebileceği gerçeğini de beraberinde getirmektedir. kişilerin hayatlarındaki gizlilik ve özgürlük prensiplerinin çiğnenebilmesi çok daha kolaylaştırmıştır.

Olumlu ve olumsuz yönleri ile bilgi teknolojileri, zamanımızın ''kaçınılmaz" larındandır. Ancak bize öğrettiği belki de en önemli konu, daha fazla bilgiye ulaşabileceğimiz ve yorum yapmak için doğru bilgiyi iyi seçip, kullanmamız gerektiğidir. Bu, bilgi teknolojileri için de geçerli bir gerçektir. Kanımca, hayatimizi her yönüyle etkileyen bu konuya iki tarafından da bakmaya devam etmeliyiz: hayatlarımıza olan katkılarına ve hayatlarımızdan alıp götürdüklerine …

KAYNAKÇA

• Bell D.(1973) ''The Coming of Post-Industrial Society'', New York: Basic Books.
• Bell D. (1980) ''The Social Framework of the Information Society''; In T Forester (ed) The Microelectronics Revolution, Blackwell, Oxford
• Weizenbaum J.(1974) ''Once more, the computer revolution'' In T Forester (ed) The Microelectronics Revolution, Blackwell, Oxford.
• Gershuny J. (1983) ''Social Innovation and the Division of Labour'', Oxford University Press
• Piore M. and Sabel C. (1984) ''The Second Industrial Divide Possibilities for Prosperity'' , Basic Books , New York
• The Open University Press , Course Team , H. Mackay, R.Thomas and G. Einon , Walton Hall 1995.
• Thomas (1995) article ''Access and Equality''
• Kallinikos J. (2001), ''The Age of Flexibility'' , Academia Adacta
• Zuboff S. (1988) ''In the age of Smart machine: The Future of Work and Power''; The Basic Books , New York.

62303 kez görüldü, 5 kez indirildi.

<< --
 
EBSCO
PROQUEST
CABELLS DIRECTORY
INDEX COPERNICUS
SOCIOLOGICAL ABSTRACTS
ASOS Akademia Sosyal Bilimler Index
Üye Girişi
DUYURULAR/HABERLER
Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler ve bu konudaki sorumluluk yazarlarına aittir.
Ampirik veriler, değerlendirme sürecinde hakem veya hakemler tarafından talep edilirse, yazar veya yazarlar ilgili verileri paylaşırlar.
Bu verilerin bir başka çalışmada kullanılmaması esastır.
© 2000 - 2024 İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi