Dr. Zerrin YÖNEY FIRAT
Giriş
Son yıllara kadar Türkiye'de dahil pek çok ülkede iş ve işçi bulma faaliyetleri bir kamu hizmeti olarak devlet tekeline bırakılmıştı. Sürecin bu noktaya gelmesindeki temel etken doğal olarak geçmişte yaşanan tecrübelerdi.
Nitekim Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan ve Türkiye tarafından da onaylanan sözleşmeler bu yargıyı destekler niteliktedir. İlk olarak I.Dünya Savaşından hemen sonra 29.10.1919 tarihinde işsizliğin büyük boyutlarda olduğu yıllarda, işsizliğe karşı ülkeleri savaşmaya ve merkezi bir makamın kontrolüne tabi resmi ve parasız iş bulma sistemi kurmaya davet eden "İşsizlik Hakkında 2 No'lu Sözleşme" kabul edilmiştir. Dünya ekonomik krizinin hemen ardından 1933 yılında kazanç sağlamak amacıyla çalışan ücretli iş bulma bürolarının sözleşmeyi onaylayan ülkede yürürlüğe girmesinden itibaren 3 yıl içinde kapanmasını öngören, kazanç amacı olmayanların ise ilgili makamdan izin almak koşulu ile çalışabileceklerini karara bağlayan "Ücretli İş Bulma Büroları hakkındaki 34 sayılı Sözleşme" kabul edilmiştir. Anılan sözleşme 1949 yılında 96 sayılı Sözleşme ile yeniden düzenlenerek sözleşmeyi onaylayan ülkelere ücretli iş bulma büroları ile ilgili olarak sözleşmenin onaylanması esnasında tercih hakkı vermiş ancak bununda onama belgesinde belirtilmesi koşulunu getirmiştir. 1948 yılında kabul edilen "İş ve İşçi Bulma Servisi Kurulması hakkında 88 sayılı Sözleşme" ise, her üye devletin ülkesinde parasız hizmet verecek kamu iş ve işçi bulma servisi kurmasına ilişkin esasları düzenlemiştir. 1960'lı yıllarda yaşanan gelişmeler sonucu ise, 1964 yılında "İstihdam Politikaları ile ilgili 122 sayılı Sözleşme" imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre işsizlik ve eksik istihdam sorununun çözümü için aktif bir politika izlenmesi öngörülmektedir. Özel istihdam büroları ile ilgili olarak Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO)'nın kabul etmiş olduğu anlaşmalardan sonuncusu, 1997 yılında toplanan 85. ILO Konferansı'nda kabul edilen 181 sayılı "Özel İstihdam Büroları Sözleşmesi"dir. Söz konusu sözleşme, 1949 tarihli, 96 sayılı "Ücretli İstihdam Büroları Hakkında Sözleşme"yi revize etmiştir. 181 sayılı Sözleşmenin temel amacı; işgücü piyasasının dinamizmini sağlamada kamu istihdam büroları yanında özel istihdam bürolarının faaliyetine izin verilmesi ve istihdam hizmetlerinin kalitesini artırmada kamu istihdam büroları ile özel istihdam büroları arasında işbirliği sağlanmasıdır. İstihdam piyasası ilişkilerini düzenleyen 2, 34, 88, 111 ve 122 no'lu sözleşmelerin TBMM'ce onaylanarak "kanun hükmü"nü kazanmasından sonra, uygulamaya yönelik önemli bir sorunla karşılaşılmamıştır. Zira, bu sözleşmeler onaylanmadan önce, iç hukuka uygun yasal düzenlemeler yapılmıştır (Bircan). Ancak, onaylayarak iç hukukumuza dahil ettiğimiz ve uygulama konusunda, uluslararası sorumluluk üstlendiğimiz 96 sayılı sözleşmeye karşın, yürürlükteki mevzuat, iş aracılığında devlet tekeline sıkı sıkıya bağlı hükümler içermekteydi. Kısaca, onaylanan ILO sözleşmesi ile yürürlükteki ulusal mevzuat hükümleri arasında bir uyumsuzluk ve bir çatışma söz konusuydu( Bircan).
Türkiye 181 sayılı sözleşme dışında tüm sözleşmeleri onaylamış ve 21.01.1946 tarih ve 4837 sayılı İş ve İşçi Bulma Kurumunun Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Yasa ile iş ve işçi bulma hizmetlerini kamu hizmeti olarak İş ve İşçi Bulma Kurumu (İ.İ.B.K.) bünyesinde ülke çapında teşkilatlanarak sürdürmeye başlamıştır. Kurum 1946 yılından bu yana, özellikle 1960'lı yıllardan 1980'li yılların sonuna kadar, Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelere işgücü göndermede önemli görevler üstlenmiş, kamu kesiminde işe yerleştirme hizmetlerini yürütmüş, özellikle dezavantajlı grupların (kadınlar, özürlüler ve göçmenler gibi) bir meslek edinmeleri ve işe yerleştirilmelerinde kaynaklarının elverdiği ölçüde çalışmalar yürütmüştür.
Ancak; Türkiye'de nüfus artış hızının yüksekliği, sermaye birikimi yetersizliği, yatırımların yeterli düzeyde arttırılamaması, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar, işgücünün nitelik yetersizliği, dış ticaret hadleri, mesleki eğitim ile işgücü piyasası ihtiyaçları arasındaki uyumsuzluk, teknolojik gelişmeler, kapasite kullanımında sektörel yetersizlikler ve kıyasıya rekabet ortamında daha nitelikli işgücü gerekliliği gibi çok sayıda neden istihdam sorununa kaynaklık etmekte ve karmaşık hale getirmektedir(Bircan). Diğer yandan, bireyin işsiz kalması, ekonomide üretim kayıplarına, sosyal huzursuzluklara ve çalkantılara neden olmakta ve özellikle 1990'lı yılların başından itibaren işgücü piyasasına yönelik hizmetlerde devlet tekelinin bulunmasının yarattığı sorunlar ve sistem değişikliği ihtiyacı tartışılmaya başlanmıştır (Bircan).
Gerçekten zaman içinde İ.İ.B.K. yaşanan hızlı gelişmelere gerek teşkilat yapısı, gerek sunduğu hizmetler, gerekse kapsam açısında cevap verememeye başlamış; istihdamı geliştirecek, işsizlikle mücadelede etkin hizmet verebilecek şekilde yeniden yapılandırılması gerekli olmuştur.
Bu nedenle; İ.İ.B.K.'nun ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yeniden yapılandırılmasına yönelik çok sayıda kanun tasarı ve teklifi hazırlanmıştır. Son olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, İ.İ.B.K.'nun adını "Türkiye İş Kurumu" (İŞKUR) olarak değiştiren, Kurumu işgücü piyasasında etkin ve düzenleyici rollerle donatmayı hedefleyen, aktif işgücü piyasası programlarını uygulayabilen bir yapı kazandırma amaçlayan yasa teklifi 25.06.2003 tarihinde T.B.M.M. Genel Kurulu'nda kabul edilmiştir.
4904 sayılı yasaya göre, "istihdamın korunması, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması, işsizliğin önlenmesi faaliyetlerine yardımcı olmak ve işsizlik sigortası hizmetlerini yürütmek üzere Türkiye İş Kurumu" kurulmuştur.
İŞKUR'UN GÖREVLERİ ve İŞE YERLEŞTİRME HİZMETLERİ
Yasada İŞKUR'un görevleri (madde 3) sıralanırken; ulusal istihdam politikasının oluşturulmasına katkıda bulunmak; istihdamı koruyucu, geliştirici ve işsizliği azaltıcı tedbirlerin geliştirilmesine yardımcı olmak ve uygulamak; iş ve meslek analizleri yapmak, yaptırmak, iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri vermek, verdirmek, işgücünün istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik işgücü yetiştirme, mesleki eğitim ve işgücü uyum programları geliştirmek ve uygulamak, istihdamdaki işgücüne eğitim seminerleri düzenlemek; işçi isteme ve iş aramanın düzene bağlanması için çalışma yapmak, işgücünün uygun işlere yerleştirilmesine ve çeşitli işler için uygun işgücü bulunmasına ve yurtdışı hizmet akitlerinin yapılmasına aracılık etmek, şirketlerin yurt dışına işçi göndermesine ilişkin işlemleri yapmak, istihdamında güçlük çekilen işgücü ile işyerlerinin yasal olarak çalıştırmak zorunda oldukları işgücünün istihdamlarına katkıda bulunmak, özel istihdam bürolarına ilişkin Kuruma verilen görevleri yerine getirmek temel görevler arasında yer almaktadır.
Son yıllarda ekonomik ve sosyal alanda görülen değişmeler, teknolojilerde sağlanan gelişmeler, küreselleşme ve bunun yarattığı uluslararası rekabet, işgücü piyasalarını etkilemekte, işgücünün ve çalışma sistemlerinin yapısı değişmekte, işgücüne yönelik taleplerde belirgin farklılıklar ortaya çıkmakta, genelde düşük nitelik gerektiren tekrara dayalı işler azalmakta, işçilerde artık daha yüksek mesleki nitelik aranmakta, teknik, idari ve yönetimle ilgili işler çoğalmakta ve yaygınlaşmaktadır. Özellikle hizmetler sektöründe kişisel hizmetler artarken evde çalışanlar için sözleşmeli hizmetler başlamış; işgücünün kompozisyonu ve deneyimleri farklılaşmıştır(Fırat:142-143). Bütün bunlar işgücü piyasasının yeniden düzenlenmesini gerekli kılmaktadır. Ortaya çıkan bu gelişmelerin oluşturduğu yeni koşullar Kurum'a yeni görevlerin verilmesini zorunlu kılmıştır. Yeni düzenleme ile Kurum geleneksel işe yerleştirme fonksiyonlarının dışına çıkan görevler üstlenmekte, işgücü piyasasını düzenlemesine yönelik faaliyetler görevleri arasında yer almakta, bunun yanında işe yerleştirme hizmetleri özel sektör ile paylaşılmaktadır. Bir başka deyişle Kurum artık klasik iş ve işçi bulma hizmetlerinin yanı sıra, aktif işgücü programlarını, işsizlik sigortası gibi pasif işgücü programları ile birlikte uygulayabilecek bir yapıya kavuşturulmakta, aynı zamanda özel istihdam bürolarına izin verilmektedir.
ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI
Özel istihdam büroları; özel hukukun koruması altında ve belirli bir sözleşme çerçevesinde, bir ücret ya da komisyon karşılığında işgücü piyasasında iş arayanlarla, işgücü arayanlar arasında aracılık hizmeti sağlayan, ağırlıklı olarak kar amacıyla çalışan kuruluşlardır. Özel istihdam bürolarının faaliyetleri arasında, işsizlerin iş bulmalarına yardımcı olmak ve çalışmakta olanları geleceğin iş koşullarına hazırlamaya yönelik eğitim programları da yer almaktadır. Uluslar arası Çalışma Örgütü tarafından yapılan sınıflamaya göre 5 kategoride 16 farklı tip özel istihdam bürosu bulunmaktadır (ILO;The Role:12-13). Özel istihdam büroları işgücü arz ve talebi arasında aracılık yanında geçici işçi sağlamaktan, yönetici araştıranlara ya da ihtiyaç fazlası personele yeni iş araştıranlara kadar farklı alanlarda uzmanlaşmaktadır.
Bu büroların iş arayanlardan herhangi bir ücret almaması, sistemin temel kuralını teşkil etmektedir. Söz konusu bürolar, müşteri konumunda bulunan işverenden alacakları ücret ya da komisyon karşılığında faaliyetlerini sürdürmektedir.
Günümüzde özel istihdam büroları yapı ve işleyişleri bakımından çeşitli avantajlara sahip oldukları için tercih edilir konumdadır. Gerçekten özel istihdam büroları(ILO;Revision:33-34);
1. açık işlerin doldurulması için gereken zamanı kısaltmakta,
2. işgücü piyasasındaki iş olanaklarının yaygın kitlelere ulaşmasını sağlamakta,
3. işgücü piyasasındaki değişmelere duyarlı olmakta ve çabuk tepki verebilmekte,
4. amaca uygun seçme ve yerleştirme metotları sayesinde uygun arz ve talebi bir araya getirmekte, bu sayede gereksiz işgücü devrini azaltarak israfı önlemekte,
5. kamu istihdam kurumları tarafından gerektiğince kapsama alınamayan nitelikli işgücü temininde kolaylık sağlarken, uzmanlaşma sayesinde nitelikli işgücüne etkin danışmanlık hizmeti verebilmekte,
6. belirli faaliyetlerini dışsallaştıran işletmelere eleman temini yoluyla işgücü piyasasında geçici işleri organize ederek işsizlik ile sürekli istihdam arasında köprü görevi üstlenmekte,
7. iş olanaklarına ait bilgi kaynaklarının artmasını sağlayarak, ilgililerin kolaylıkla yararlanacakları geniş bir işgücü piyasası bilgi havuzu oluşturmakta,
8. işgücünün seçimi ve istihdamı konusunda uzmanlaştıklarından işe yerleştirme maliyetlerini azaltmakta,
9. eğitim programları düzenleyerek vasıflı işgücü talebine uygun arzın yaratılmasına yardımcı olmakta,
10. maliyetleri düşürmek amacıyla belirli faaliyetlerini dışsallaştıran işletmelere düzenli hizmet veren birimler oluşturarak
sürekli istihdam yaratmaktadır.
ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI İLE İLGİLİ DÜZENLEMENİN GEREKLİLİÄžİ
Pek çok ülkede işsizlik ve istihdam sorunlarının giderek ağırlaşması, işgücü piyasası politikalarının işsizlikle mücadeledeki önemini arttırmıştır. Yüksek işsizlik oranlarını azaltmaya çabalayan ülkelerde; kamu iş ve işçi bulma hizmetlerinin etkinliğinin artırılması, işsizlere yönelik eğitim, rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin geliştirilmesi, bu tür hizmetlerle işverenler arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve özel istihdam bürolarının yaygınlaştırılması şeklindeki tedbirlerin önem kazandığı gözlenmektedir( TİSK).
Diğer yandan, dünyada gözlenen hızlı ekonomik ve teknolojik değişiklikler kıyasıya rekabet ve serbest piyasa ekonomisinin öne çıkışı, bazı konularda da devlet tekelinin kısmen de olsa kaldırılması gibi uygulamaları gündeme getirmiştir. Türkiye'de tahminen 120 civarında danışmanlık hizmetleri adı altında çalışan ve özellikle yüksek nitelikli işgücüne istihdam olanakları sunan, özel istihdam bürosu olarak nitelendirilebilecek kuruluş bulunmaktadır. (Bircan)
ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEME
Dünya'daki gelişmelere bakıldığında, istihdam hizmetlerinin yönetimi bakımından beş farklı uygulamanın bulunduğu gözlenmektedir. Bunlardan ilki, mutlak tekel modelidir. Bu uygulamada, istihdam servisi bir kamu hizmeti olarak algılanmakta, iş ve işçi bulma hizmetlerinin görülmesinde devlete tam bir tekel hakkı tanınmaktadır. Özel büroların anılan hizmeti görmesi kesinlikle yasaktır. Daha sonra, mutlak tekel uygulamasının yumuşatılması neticesinde, ılımlı tekel uygulamasının geliştiği görülmektedir. Özel iş bulma bürolarının bazı istisnai alanlarda faaliyet göstermesine izin verilmekte, öte yandan işçilerin de resmi istihdam bürolarına başvurmak zorunda olmaksızın iş aramalarına olanak tanınmaktadır. Üçüncü uygulamada, özel istihdam bürolarının resmi bürolarla birlikte, devletten izin alarak ya da buna gerek olmaksızın sadece belli koşulları taşımaları kaydıyla, ancak her halde devlet denetimine tâbi olarak faaliyet gösterdiği, denetime açık birlikte çalışma şeklidir. Dördüncü uygulamada, resmi olanlar yanında özel istihdam bürolarının da serbestçe iş aracılığı hizmeti gördüğü serbest birlikte çalışmaktadır. Son uygulama ise, henüz sadece Uruguay'da gözlenen kamu istihdam kurumlarının bulunmadığı örnektir(Walwei:28).
Türkiye 1946'da İ.İ.B.K.'nun kurulduğu yıllarda mutlak tekelci bir uygulamayı benimsemesine karşılık zaman içinde ihtiyaçlar doğrultusunda esneklikler getirilmiştir. Nitekim; 1973 tarihli, İşverenlerin İşçi İsteklerini İş ve İşçi Bulma Kurumu'na Bildirmeleri Hakkında Tüzüğe göre, kamu kesimi işverenleri işçi ihtiyaçlarını bazı istisnalar dışında Kurum aracılığıyla karşılamak zorundadır. Özel sektör işverenlerinin ise işçi ihtiyaçlarını Kurum aracılığıyla olduğu kadar kendilerinin de doğrudan karşılayabilecekleri öngörülmüştür. Diğer bir ifadeyle, özel sektör açısından kendi ihtiyacı için doğrudan doğruya işçi temin etmesi ya da bu yolda çalışması, yahut bir kimsenin kendisine iş temini için bizzat faaliyet göstermesi yasaklanmış değildir. Burada yasak olan, bu yolda "aracılık" yapılması ve "kazanç temin edilmesi"dir(Erdut). Konuya bu açıdan bakıldığında ise zaten var olan bir uygulamanın yasal zemininin hazırlanması son derece isabetli olmuştur. Öte yandan ülkemizde iş ve işçi bulma faaliyetlerinde bir devlet tekeli varolmasına karşın, danışmanlık firması adı altında pek çok firmanın iş ve işçi bulma aracılığı yaptığı da bir gerçektir.
4904 sayılı Kanunda getirilen en önemli değişiklikte özel istihdam bürolarına izin verilmesi ile ilgili hükümlerdir. Bu hükümler sosyal politika anlayışında önemli bir değişikliği yansıtmaktadır. İşe yerleştirme faaliyetlerinin uygulamasına esneklik getirilerek özel sektör kuruluşlarının da kamunun denetiminde ve belirlediği ilkeler kapsamında faaliyet gösterilmesine izin verilmektedir.
4904 sayılı Kanunun İkinci Kısmında özel istihdam büroları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Buna göre, Kurum yanında gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulacak özel istihdam büroları da iş arayanların elverişli oldukları işlere yerleştirilmeleri ve çeşitli işler için uygun işçiler bulunmasına aracılık etme görevini yerine getirebileceklerdir (m.17)
Yasa, iş arayanların uygun işe yerleştirilmesi ve çeşitli işler için uygun işçi bulunmasına aracılık etmek için özel istihdam büroları kurulmasına da olanak sağlıyor. Özel istihdam büroları, İŞKUR'dan izin almak kaydıyla kamu kurum ve kuruluşları dışında iş ve işçi bulma faaliyetlerinde bulunabileceklerdir. Yurtdışı iş sözleşmelerinin Kurum'a onaylatılması ise zorunludur.
Özel istihdam bürolarını açabilmek için Türk vatandaşı ve en az lisans düzeyinde öğrenim görme koşulunun yanı sıra belirli suçlardan hüküm giymemiş olmama koşulu aranmaktadır. Bürolar yeterli yönetim, nitelikli uzman eleman ve teknik donanıma sahip olmak zorundadır. Bu bürolara verilen faaliyet izni üç yıl olacak ve aynı sürelerle uzatılabilecektir. Bu iznin ilk defa verilmesi, yenilenmesi veya iptali Kurumca belirlenen kurallar dahilinde gerçekleşecektir.
Özel istihdam büroları, iş arayanlardan hangi adla olursa olsun menfaat sağlayamayacak ve ücret alamayacaktır. İşe yerleştirme karşılığında sadece işverenden ücret alınacak, ancak yönetmelikle belirlenecek meslekler ve üst düzey yöneticiler için işe yerleştirilenlerden ücret alınmasına izin verilebilecektir. Ayrıca bürolar sigortasız ve sendikasız çalışmaya veya asgari ücretin altında çalışmaya imkan veren sözleşmeler imzalayamayacaklardır.
Yasa, özel istihdam bürolarının faaliyetlerine ilişkin gerekli belgeleri İŞKUR'a onaylatmaması durumunda 250 milyon liradan 1 milyar liraya kadar değişen idari para cezaları da getiriyor. Yasadaki düzenlemelerin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenecektir.
Öte yandan özel istihdam bürolarına iş arayan, açık iş ve işe yerleştirmelerle ilgili sayısal verileri düzenli olarak İŞKUR'a bildirme yükümlülüğü de getirilmektedir.
ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI VE İŞKUR'UN BİRLİKTE ÇALIŞMASI
Kurum; işe yerleştirme, işgücüne vasıf kazandırma, mesleğe yöneltme, iş ve meslek danışmanlığı yapma, girişimci desteği sağlama, işgücü piyasasını izleme ve işsizlik sigortası uygulaması gibi çok sayıda görevle yükümlüdür. Bir yandan aktif programları diğer yandan pasif işgücü programlarını düzenlemek ve uygulamak Kurum'un temel görevleri arasındadır. Bütün bu yükümlülüklerinin arasında, işgücündeki mevcut farklılaşmanın ortaya çıkardığı çeşitlilikteki hizmetleri sunmak için gerekli esnekliği göstermeye çalışmak ve bu amaçla kaynak ayırmak yerine, işe yerleştirme hizmetlerinde kamu tekeli uygulamasında bir serbestleştirmeye gidilmesi, bir diğer ifadeyle özel işe yerleştirme faaliyetlerine de izin verilmesini son derece isabetli bir uygulamadır.
Ülkemizde tek istihdam kurumu olan İ.İ.B.K. ya da yeni adı ile İŞKUR'un, Batı ülkelerindeki iş kurumları gibi;
• işe yerleştirme,
• işgücüne nitelik kazandırma,
• işgücü piyasasındaki gelişmeleri izleme,
• iş ve meslek danışmanlığı sunma,
• iş kurmaya destek ve yardım sağlama,
• yerel iş kurma ve istihdam yaratma imkanlarını geliştirme,
• aktif işgücü piyasası politikalarını uygulama,
gibi faaliyetleri gerçekleştirecek şekilde çağdaş ve dinamik bir yapıya kavuşturulmak için önündeki temel engellerden biri olan yasal düzenleme eksikliği ya da bir başka deyişle boşluğu ortadan kalkmıştır. O nedenle şimdi Kurum, insan kaynaklarını geliştirmek ve nitelikli yeni personel istihdamı konusunda politikalar izlemek ve performansını yükseltmek için stratejiler geliştirmelidir(Bircan). Etkin bir istihdam kurumu, istihdamı artırıcı bir araç olmasının yanı sıra sanayimizin ihtiyacı olan nitelikli işgücünün hazırlanmasına da büyük ölçüde yardımcı olacaktır.
Özel istihdam bürolarının piyasa içinde aktif olarak faaliyette bulunduğu alanlara bakıldığında ise, tıpkı kamu istihdam kurumları gibi belirli alanlarda faaliyetlerini yoğunlaştırdıkları gözlenmektedir. Bu bürolar özelikle büyük şehirlerde, sanayinin yoğun olduğu bölgelerde, büyük işletmelerde, nitelikli ve beyaz yakalı işgücü arasında yoğun olarak faaliyet göstermektedirler(Fırat:147). Çeşitli kurumların sundukları hizmetleri birbirine rakip olarak görmekten öte birbirini tamamlayan fonksiyonlar olarak ele alınmasında yarar vardır. Konuya işe yerleştirme hizmetleri açısından bakıldığında dahi, işgücü piyasasında üstlendikleri rollerin aynı olmasına karşılık müşteri kitlelerinin çok farklı olması nedeniyle aralarında hemen hemen hiç rekabet oluşmamaktadır. Nitekim son düzenleme ile Kurum uzmanlaşma isteyen önemli bir görevini özel kesime devrederken kendisi de hem işgücü piyasasını düzenlemeye yönelik fonksiyonlarına daha çok kaynak ayırır hale gelmiş, hem de aslında hiçbir zaman kendisine gelmeyen ve kayıtdışında kalan işgücü arz ve taleplerini sağlıklı bir ortamda buluşması için gerekli düzenlemeleri sağlamış, denetim görevlerini de üstlenmiştir.
Kurum ile özel istihdam bürolarının birbirine rakip olacağı en önemli alan insan kaynakları yönetimidir. İşgücü piyasasındaki olası gelişmeler karşısında gerekli öngörüleri en çabuk yapan ve geleceğin açık işlerine uygun olarak işsizler ile işsizlik riski altındakilere mesleki danışmanlık ve eğitimi en uygun koşullarda vermek kurumlararası rekabetin temel noktasıdır. Bu boyuttaki rekabetin en önemli yararı ise işgücü piyasasındaki etkinliğin artmasıdır ki, bu da sosyal adaletin sağlanmasına katkıda bulunur.
Öte yandan Kurum'un işgücü piyasasında yetkilerinin fazla olması üstün olmasına neden olurken, var olan sınırlamalar (bütçe, kaynak, personel gibi) etkinliğini azaltmakta ve işgücü piyasasında aktif rol oynamasını engellemektedir.
SONUÇ
İş ve işçi bulma hizmetlerinde kural olarak sadece devletin faaliyet gösterebileceğini kabul eden anlayış, 90'lı yıllarda işgücü piyasalarında yaşanan gelişmeler nedeniyle artık terk edilmiştir. Günümüzün ve geleceğin karmaşık istihdam ilişkileri, dinamik işgücü piyasasını gerektirmekte; bu da resmi istihdam kurumları yanında özel istihdam bürolarının varlığını zorunlu kılmaktadır. Pek çok ülkede devletin ekonomide küçülerek asli görevlerine dönmesi, iş ve işçi bulma hizmetleri konusunda da devlet tekelinin kalkmasını gündeme getirmiş ve bu anlayış çerçevesinde, özel istihdam büroları giderek yaygınlaşmıştır(TİSK).
Özellikle son 10-15 yıldır iş ve işçi bulma hizmetlerinin ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerden başlayarak çeşitli ülkelerde giderek rekabete açıldığı; kamu istihdam kurumlarının yanında özel istihdam bürolarının faaliyet gösterdiği dikkati çekmektedir.
Özel istihdam bürolarının faaliyetlerinde genelde iki sorunla karşılaşılabilir. bunlardan ilki; müşterileri olan iş ve işçi arayanlarla ilişkileri, ikincisi ise; kamu otoritesi ile aralarındaki ilişkidir.
Özel istihdam büroları kar motifi ile hareket ettikleri için nitelikli işgücü üzerinde yoğunlaşırken, uzun süreli işsizleri, kadın ve özürlüleri, vasıfsız gençleri ihmal etmekte, bu grupların istihdam edilebilir düzeye gelmeleri için gerekli danışmanlık ve eğitimin kamu tarafından verilmesi gerektiği düşüncesi ile hareket etmektedirler. Bu da işgücü piyasasını ikiye ayırmaktadır. Ayrıca bu büroların çoğalması işgücü devrini nitelikli işçiler lehine değiştirmektedir. İşgücü piyasası bilgi toplama sisteminde dağınıklık oluşmaktadır.
Öte yandan çalışma hayatındaki hızlı değişim sonucu işgücü piyasasına giriş koşulları değişmiştir. Özel bürolar dinamik yapıları ile uzmanlaşmaları sayesinde gelişmelere daha kolay uyum sağlamaktadır. Uzmanlaşma esasına göre çalışan özel istihdam bürolarına aslında hiçbir zaman kamu istihdam kurumlarına gitmeyecek olan işgücü ve açık işler gittiği için işgücü piyasasındaki kurumsallaşma da artmaktadır.
Diğer yandan, dünyada gözlenen hızlı ekonomik ve teknolojik değişiklikler kıyasıya rekabet ve serbest piyasa ekonomisinin öne çıkışı, bazı konularda da devlet tekelinin kısmen de olsa kaldırılması gibi uygulamaları gündeme getirmiştir. Türkiye'de mevcut yasaklama nedeniyle tahminen 120 civarında firma yürütmekte oldukları organizasyon, halkla ilişkiler, reklamcılık ve pazar araştırması gibi faaliyetler yanında ek olarak istihdam danışmanlığı hizmetleri adı altında çalışan ve özellikle yüksek nitelikli işgücüne istihdam olanakları sunan, özel istihdam bürosu olarak nitelendirilebilecek şekilde faaliyet göstermektedir. (Bircan).
Diğer yandan, çalışma hakkının kullanılmasını garanti altına alabilmesi için, Anayasa devlete "işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri almak" konusunda yükümlülük getirmiştir. Bu durumda, İŞKUR yasasında yer alan hükümler bu konudaki yasal boşluğu doldurabilecek ve başka adlar altında çalışan özel istihdam büroları faaliyetleri hukuki mevzuata dahil edilebilecektir. Ancak, burada unutulmaması gereken temel ilke; bu büroların İLO normlarına göre faaliyet göstermeleri ve işçi istismarına neden olmamalarıdır. (Bircan)
Fiilen danışma büroları adı altında istihdam hizmeti gören büroların varlığı dikkate alındığında, bunun bir ihtiyacın sonucu olarak belirdiği ve özel istihdam bürolarının faaliyetine izin vermenin, en azından bu tür büroların denetim altında çalışmasını sağlayacağı söylenebilir. Özel istihdam bürolarının etkin çalışması halinde Kurum diğer faaliyetlerine daha çok kaynak ayırabileceği için işgücü piyasasına yönelik düzenlemelerde daha etkin olabilecektir.
Ancak uygulamada gerek ekonomik güçleri, gerekse faaliyet gördükleri alan bakımından çokuluslu özel istihdam bürolarının ortaya çıktığı; çalışma alanlarının yurtiçi ile sınırlı kalmadığı, en azından mevcut durumda bile çokuluslu danışmanlık şirketlerinin işe yerleştirme hizmetleri de verdiği bununda ötesinde Dünyada yaşanan gelişmeler nedeniyle vermek zorunda kaldığı göz önüne alınırsa; bunlarla ilgili bir düzenlemenin olmaması önemli bir eksikliktir.
Kaynaklar
BİRCAN, İsmail; Türkiye'de İstihdam Sorunu, İşkur Yasası Ve Özel İstihdam Büroları, İşveren Dergisi, Nisan 2000, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=74&id=5
ERDUT, Zeki İşgücü Piyasasında Yeniden Yapılanma: İŞKUR ve Özel İstihdam Büroları,İşveren Dergisi, Nisan 2000 http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=75&id=5nisan
FIRAT, Zerrin; İstihdam Politikalarının Oluşturulmasında İş ve İşçi Bulma Kurumunun Etkinliği" (basılmamış doktora tezi) Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 1997.
KENAR, Necdet; Özel istihdam bürolarının faaliyete geçmesini teminen bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır, İşveren Dergisi, Nisan 2000, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=70&id=5
ILO; Revision of the Free-Charging Employment Agencies Convention(Revised) 1949 (NO 96), Report IV (I), International Labour Conference 85th Session 1997, ILO, Geneva 1996.
ILO;The role of private employment agencies in the function of labour markets, Report VI, International Labour Conference 81st Session 1994, ILO, Geneva 1994.
PİRLER, Bülent; İşsizliğin Azaltılmasında Önemli Aşama: İşgücü Piyasalarının Etkinleştirilmesi, İşveren Dergisi, Nisan 2000 http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=67&id=5
TİSK;Türkiye'de İş Ve İşçi Bulma Hizmetlerinin Çağdaş Bir Yapıya Kavuşturulması Ve Özel İstihdam Büroları, İşveren Dergisi, Nisan 2000, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=68&id=5
WALWEI, Ulrich; Developments in the organization of placement services, Permanent Committee on Unemployment Insurance and Employment Maintenance, Report XXII, International Social Security Association, Geneva, 1996.
68628 kez görüldü, 2 kez indirildi.